Demir Dul, Örümcek Dul, Erkek Avcı, Neuschwanstein Şatosu’nun Cadısı, Asil hanımların utancı… Bunlar, Marchioness Shuli Von Neuschwanstein’ı tanımlamak için kullanılan kelimelerdi. Herkesten bu kadar sert eleştiriler almasına rağmen, kocasından geride bıraktığı ‘çocuklarını’ yetiştirmekte ısrar etti. En büyük oğlunun düğün gününde, Marquess olarak aile koltuğuna sahip olduğunu belli ederek, sonunda tüm yarım kalmış işleri hallettiğini ve hayatının geri kalanını huzur içinde yaşayabileceğini hissetmişti. Ancak, düğün gününde kaleden ayrılırken bir kazaya kurban olup ölürken bulduğu için korkunç bir şekilde yanıldığını anlamıştı. Gözlerini açar açmaz kendini kocasının yedi yıl önceki cenaze törenine uyanırken bulur.
Bookmark
4 Kişi Takip Ediyor
Paylaşan
Yayınlanma
Güncelleme
Yorumlar